Kanarya adalarında aşırı turizm protesto edildi

Kanarya Adaları sakinleri birkaç aydır, İspanyol takımadalarına onlarca yıldır hakim olan kitle turizmi modelini protesto ediyor ve yerel nüfusa ve çevreye daha fazla önem verilmesi çağrısında bulunuyor.

Mart ayında kurulan ve on binlerce insanı kitle turizmini protesto etmek üzere dün İspanyol takımadalarındaki başlıca kentlerde sokaklara çıkmaya çağıran bir dernek kuruldu. 

"Kanaryalar artık buna katlanamıyor" adlı derneğin 11 üyesi taleplerini desteklemek amacıyla 11 Nisan'dan bu yana "süresiz" açlık grevi yapıyor.

Polise ve organizatörlere göre, 20 bin ila 50 bin kişi ıslık çalarak ve sloganlar atarak, yerel halk ve çevre lehine olmak üzere Kanarya Adaları'nda bugün uygulandığı şekliyle turizme son verilmesi çağrısında bulunarak yürüdü.

Protestocular, "Kanaryalar satılık değildir", "Turizme moratoryum" ve "Yaşadığım yere saygı göster" yazılı pankartlar taşıdı.

Biz turizme karşı değiliz

Fas kıyılarının batısında yer alan Kanarya Adaları'nın güneşle ıslanan yedi volkanik adasında 2,2 milyon kişi yaşıyor. Adalar, geçen yıl 16 milyon turist ağırladı. Her on kişiden dördü, yerel GSYİH’nin yüzde 36'sını oluşturan turizm sektöründe çalışıyor.

Gösteriyi düzenleyenler, yetkililerden turist sayısını sınırlamalarını talep ediyor. "Biz turizme karşı değiliz. Sadece turizmde sınırsız büyümeye izin veren mevcut modeli değiştirilmesini istiyoruz" diyor.

Göstericiler, takımadaların yedi adasından en büyüğü ve en gelişmişi olan Tenerife'de iki yeni otel inşaatının durdurulmasını ve yerel halkın turizmin geliştirilmesiyle ilgili kararlarda söz sahibi olmasını talep ediyor. Madrid ve Barselona'da da destek gösterileri düzenlendi.

İspanya turizm karşıtı bir hareketin pençesinde

İspanya genelinde son aylarda turizm karşıtı protestolar çoğaldı ve ülkenin başka yerlerinde de son haftalarda sosyal ağlarda geniş yer bulan çeşitli hareketler ortaya çıktı.

Endülüs'te (güney) "sol y playa" (güneş ve plaj) turizminin merkezi olan Malaga'da, turistik konaklama yerlerinin duvarlarına ve kapılarına "Burası eskiden benim evimdi", "Turist kokuyor", "Evine git" yazılı çıkartmalar yapıştırıldı.

Aynı durum, aktivistlerin ziyaretçileri korkutup kaçırmak için bazı plajların girişlerine İngilizce olarak "düşen kayalar" veya "tehlikeli denizanası" sokması riskine karşı uyaran sahte tabelalar astıkları Barselona ve Balear Adaları için de geçerli.

Son üç yıldır tarihi bir kuraklıkla karşı karşıya olan Katalonya'da, yetkililerin şubat ayı başında neredeyse tüm bölgeyi olağanüstü hâl kapsamına almasına rağmen, Costa Brava'daki otellerin su rezervleri üzerinde yarattığı baskı rahatsızlık yaratıyor.

Yerel sakinler tarafından öne sürülen şikâyetler arasında, turistlerin kiraladığı evlerin çoğalmasının birçok sakini şehir merkezlerini terk etmeye zorlamasıyla oluşan mülkiyet baskısının yanı sıra gürültü ve çevre kirliliği de yer alıyor.

İspanya, Fransa’dan sonra dünyanın en çok turist çeken ikinci ülkesi. Yetkililer, GSYİH'nin yaklaşık yüzde 13'ünü oluşturan kârlı bir sektöre çok fazla zarar vermeden sakinlerini daha iyi korumanın yollarını arıyor. İspanya, geçen yıl 85 milyon turist ağırladı. (ajansbizim)