TÜRSAB TV’de yayınlanan ve TÜRSAB gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın’ın sunumlarıyla gerçekleşen Gastronomi Sohbetleri programının bu haftaki konuğu İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban oldu. Alper Taban, programda Gastro İnegöl Projesini anlatırken TÜRSAB’ın turizmdeki gücünün de altını çizdi.
İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban Gastronomi Sohbetleri programında “TÜRSAB’ın ülkenin tanıtımında ve turizm gücünün artırılması noktasında çok ciddi katkılar koyduğunu görüyoruz.İnegöl sanayisiyle, kısmen tarımıyla ve turizm ile anılıyor. Öncelikle her şehrin kendine göre fırsatları ve imkanları var. Bunların keşfedilmesi gerektiğine inanıyorum. Şairin de ifade ettiği gibi “Bastığın toprağı tanı” diyor. Her şehrin kendine göre artıları ve avantajlı noktaları olduğunu düşünüyorum. İnegöl şehri de 5.000 yıllık bir tarihçeye sahip, M.Ö 3.000 yıllarına dayanan beraberinde günümüze kadar 5.000 yıllık bir geçmişi var. Pek çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış olduğunu görüyoruz, bu şehir aslında kıyıda kalmış bir şehir gibi değil merkez olarak kullanıldığını görebiliyoruz. Persler, Romalılar, Bizanslar, Bitinyalılar bunlarla ilgili tarihi kalıntıları, Konya Selçuk Üniversitemizle beraber bu yıl 3’üncüsünü gerçekleştirdiğimiz Yüzey Araştırmaları yapıyoruz. Geçmişini bilmeyen toplumlar geleceğe sağlam adımla ilerleyemezler bunu biliyoruz. İnegöl şehri, tarihsel açıdan çok büyük bir zenginliğe sahip. İzlerini ve kalıntılarını gördüğümüz kervansaraylar, hanlar, hamamlar, Camiler ve külliyeler olduğunu görüyoruz. Bunların daha güçlü bir şekilde tanıtılması ve anlatılması için PR çalışmaları yürütüyoruz. İnegöl’ün en önemli gücü insan kaynağı, insan niteliği” sözlerini dedi.
“EN DEĞERLİ SERVETİMİZ İNSANIMIZ”Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ise “Türkiye’de vurgulamak istediğim şey, başta biz turizm olmak üzere en değerli servetimiz insanımız. İnsanımızı iyi organize edersek çok yol alacağız. Bursa’ya da iyi bir örnek olacak bir turizm çalışması yaptınız “diyerek İnegöl Belediyesi’nin çalışmalarını vurguladı.
“İNEGÖL COĞRAFYA OLARAK ŞANSLI BİR NOKTADA”
İnegöl’ün coğrafi konumunu vurgulayan Alper Taban” İnegöl’de coğrafya olarak bir miktar şanslı bir noktada olduğumuzu ifade edebilirim. İstanbul, Ankara ve İzmir coğrafyasının bu üçgenin ortasında kalan bir merkezde. Liman yakınlığı 76 km uzaklıkta, yakında hayata geçecek olan yüksek hızlı tren projesiyle, Yenişehir Havalimanı ile zaman içerisinde şehrimiz ulaşım noktasında avantajlı bir noktada olacağını ifade edebilirim. Önümüzdeki yıl en geçte 2024 yılında hızlı tren projemiz tamamlanacak İnegöl’ümüzde, ülkemizde bu konuda atılım içerisinde “ifadelerini kullandı.
“İNEGÖL 1500 CİVARINDA MİSAFİR AĞIRLAYABİLECEK KAPASİTEYE SAHİP”
Belediye Başkanı Alper Taban “İnegöl’de 1500 civarında misafirimizi ağırlayabilecek kapasiteye sahibiz. Gecelemeye baktığımız zaman İnegöl’de konaklamada 2 günlük konaklamalar olduğunu görebiliyoruz. Bu durum bursa ortalamasını da yükselten bir durum. Kaplıcada yıllık 300.000 misafir ağırlıyoruz, otellerin ortalama doluluk oranları yüzde 70’in üzerinde bazen hiç yer bulamadığımız oluyor. Tarihi ve kültürel anlamda fırsatlarımız var. İnsan kaynağı çok güçlü, mobilya, gastronomi, köfte ve tarım değerini ortaya koyan İnegöl’deki nitelikli insanlar. İnegöl’de 81 ilden insanlar var. Biz bunu zenginlik olarak görüyoruz. Kimi tarım kimi hayvancılık yapıyor” sözlerini kullanarak İnegöl’ün misafir kapasitesinden bahsetti.
“GASTRO İNEGÖL PROJESİNDE BİZE İNEGÖL KÖFTESİ CESARET VERDİ”İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban “Göçlerle oluşan bu şehirde yaşayan herkes örfünü, adetini bu şehre getirmiş. İnegöl Köftesi’nin bunun için iyi bir örnek olduğunu söyleyebiliriz. Bulgaristan’dan gelen göçlerle beraber İnegöl Köftesi satılmaya başlanıyor. Bu faktörün olması bizi harekete geçirdi. İnegöl köftesi bize cesaret verdi. İlk İlçe Kent Müzesi İnegöl’de açıldı. Saha taramaları başlattık, bu taramalar sonucunda inanılmaz verilere ulaştık. Bu alanda araştırma yapmak isteyen insanlar için bunları kayıt altına alıyoruz.Köylerden 50 yılın üzerinde kullanılan mayalar topladı arkadaşlarımız. Bunlarla çok çeşitli ekmekler, reyhan şerbetleri yapılmaya başlandı. Burada bir gelecek gördük. Sizlerin de katıldığı bir lansman gerçekleştirdik, İnegöl’ün lezzetlerini tattırdık. Bu sadece başlangıç, devamı çok önemli.12 ayrı ürünün marka tescil başvurusunu ve 12 ayrı coğrafi tescil başvurusu gerçekleştirdik. Buradaki zenginlikleri tescillemek ve işaretlemek istiyoruz. Gastro İnegöl, 1870 İnegöl Çorbası, İnegöl Çiftetellisi, İnegöl Çileği Lokumu, İnegöl Yaban Mersini Lokumu, İnegöl Kabak Tatlısı, İnegöl Yaban Mersini, İnegöl Çileği, İnegöl Kirazı, İnegöl Mutfağı ve İnegöl Şeftalisi adı altında marka tescilleri başvurusu yaptık. Yine İnegöl Köftesi’nin zaten coğrafi işareti var. Ancak bunun yanı sıra İnegöl Simidi, İnegöl Çubrikası, İnegöl Piyazı, Tosman Helvası gibi coğrafi işaret başvurusu yaptığımız ürünler var “diyerek İnegöl’e özel lezzetlerin altını çizdi.
“GASTRONOMİDE ALGIYI YÖNETMEK BİR NUMARALI İŞ”
Ömer Kartın” Algıyı yönetmek için kentin bütün dinamiklerini bir araya getirmek, çalışmak, inandırmak bunu da sosyal medyayı kullanarak yapabiliriz. Algıyı yönetmek gastronomide bir numaralı iş. İkinci faktör sürdürülebilirlik, kaliteyi bozmamak” ifadelerini kullandı.
“TURİZM ACENTASIZ VE REHBERSİZ OLMAZ”
İnegöl Belediye başkanı Alper Taban, şunları kaydetti:
” Bizler işin hikayesini oluşturuyoruz. Bizler İnegöl’de gastronomi zenginliğinin ve İnegöl’ün yerel mutfağının farkına vardık. Bunların tüm restoranlarda, misafirlerimizin denemesini arzu ediyoruz. Önümüzdeki günlerde İnegöl Belediyesi ile hayata geçireceğimiz restoranda bunu kalıcı bir hale getireceğiz. Daha sonrasında bunun yaygınlaştırılması ile ilgili süreci işletiyor olacağız. Biz şehrin önünü açmak istiyoruz. İnegöl Köftesi’nden daha fazlası diyoruz, bu fazla olan zenginliği marka tescilleri ve coğrafi işaretlerle de güçlendirerek bunları deneyimleyeceğimiz mekanları arttırarak şehrimizde daha fazla insanı sadece bu başlık adı altında toplamak istiyoruz. Biz artık insanları geçerken değil de yolumuzu buraya düşürelim diyecekleri bir noktaya taşımak istiyoruz şehrimizi.Acentalarımızın, turlarımızın da bu konuda cazip bir şekilde bölgemize yönelebilmesi adına bu bakış açısıyla planlamak istiyoruz. Turizm, acentasız ve rehbersiz olmaz.Sektör paydaşları ve bizzat içinde yaşayanlar olarak bütün dengeleri, ahenkleri, beklentileri ve öngörüleri ortaya koyabiliyorlar. Bunu ulusal ve uluslararası düzeyde yapmak istiyorsak bahsetmiş olduğumuz kaynaklardan daha güçlü bir şekilde yararlanmamız gerekiyor.''
“İNEGÖL’ÜN YAZI AYRI KIŞI AYRI GÜZEL”
Alper Taban İnegöl’e ne zaman gelelim sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Şehrin yazı da kışı da ayrı güzellikte. Termal Kaplıca kış için daha cazip gözükse de yazın da çok yoğun bir şekilde istifade edildiğini görüyoruz. Şehir meyveci bir şehir ve özellikle Mart, Nisan ve Ekim aylarındaki ekimler gerçekleştikten sonraki süreçlerde de deneyimleme yapılabiliyor. Özellikle çilek meyvesini Kurşunlu bölgemizde aralık ayının ortasına kadar hasadını toprakta gerçekleştiriyoruz.Geçen yıl, Yaban Mersini bahçelerimizde ABD’den gelen heyetlerimiz vardı. Kendileri bizzat seçerek, dalından toplayarak sepetlerine dolduruyorlar. Doğal ürün yetiştirme çabasını çok önemsiyoruz, bu hep olmalı. Daha sertifikalı, daha markalı ürünler oluşturmamız gerektiğini Üreten Çiftçiler Kooperatifiyle mihmandarlık ettiğimizi ifade ediyoruz. İnegöl Cerrah Bölgesi’nde meyve fidanları yetiştiriyoruz. Festivallerle, gün tayin ediyoruz. Çilek, Şeftali ve Yaban Mersini Festivali yaptık. Festival dönemlerinde gelebilirsiniz. Onun dışında gerek hafta sonu gerekse hafta içi gelebilirsiniz. Biz bunlarla ilgili paketler oluşturup, acentalarımıza sunmak istiyoruz. Ülkemizdeki tüm şehirlerimizin fırsatları var, gelin ülkemizi hep birlikte turizm cennetine çevirelim.''
İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban Gastronomi Sohbetleri programında “TÜRSAB’ın ülkenin tanıtımında ve turizm gücünün artırılması noktasında çok ciddi katkılar koyduğunu görüyoruz.İnegöl sanayisiyle, kısmen tarımıyla ve turizm ile anılıyor. Öncelikle her şehrin kendine göre fırsatları ve imkanları var. Bunların keşfedilmesi gerektiğine inanıyorum. Şairin de ifade ettiği gibi “Bastığın toprağı tanı” diyor. Her şehrin kendine göre artıları ve avantajlı noktaları olduğunu düşünüyorum. İnegöl şehri de 5.000 yıllık bir tarihçeye sahip, M.Ö 3.000 yıllarına dayanan beraberinde günümüze kadar 5.000 yıllık bir geçmişi var. Pek çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış olduğunu görüyoruz, bu şehir aslında kıyıda kalmış bir şehir gibi değil merkez olarak kullanıldığını görebiliyoruz. Persler, Romalılar, Bizanslar, Bitinyalılar bunlarla ilgili tarihi kalıntıları, Konya Selçuk Üniversitemizle beraber bu yıl 3’üncüsünü gerçekleştirdiğimiz Yüzey Araştırmaları yapıyoruz. Geçmişini bilmeyen toplumlar geleceğe sağlam adımla ilerleyemezler bunu biliyoruz. İnegöl şehri, tarihsel açıdan çok büyük bir zenginliğe sahip. İzlerini ve kalıntılarını gördüğümüz kervansaraylar, hanlar, hamamlar, Camiler ve külliyeler olduğunu görüyoruz. Bunların daha güçlü bir şekilde tanıtılması ve anlatılması için PR çalışmaları yürütüyoruz. İnegöl’ün en önemli gücü insan kaynağı, insan niteliği” sözlerini dedi.
“EN DEĞERLİ SERVETİMİZ İNSANIMIZ”Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ise “Türkiye’de vurgulamak istediğim şey, başta biz turizm olmak üzere en değerli servetimiz insanımız. İnsanımızı iyi organize edersek çok yol alacağız. Bursa’ya da iyi bir örnek olacak bir turizm çalışması yaptınız “diyerek İnegöl Belediyesi’nin çalışmalarını vurguladı.
“İNEGÖL COĞRAFYA OLARAK ŞANSLI BİR NOKTADA”
İnegöl’ün coğrafi konumunu vurgulayan Alper Taban” İnegöl’de coğrafya olarak bir miktar şanslı bir noktada olduğumuzu ifade edebilirim. İstanbul, Ankara ve İzmir coğrafyasının bu üçgenin ortasında kalan bir merkezde. Liman yakınlığı 76 km uzaklıkta, yakında hayata geçecek olan yüksek hızlı tren projesiyle, Yenişehir Havalimanı ile zaman içerisinde şehrimiz ulaşım noktasında avantajlı bir noktada olacağını ifade edebilirim. Önümüzdeki yıl en geçte 2024 yılında hızlı tren projemiz tamamlanacak İnegöl’ümüzde, ülkemizde bu konuda atılım içerisinde “ifadelerini kullandı.
“İNEGÖL 1500 CİVARINDA MİSAFİR AĞIRLAYABİLECEK KAPASİTEYE SAHİP”
Belediye Başkanı Alper Taban “İnegöl’de 1500 civarında misafirimizi ağırlayabilecek kapasiteye sahibiz. Gecelemeye baktığımız zaman İnegöl’de konaklamada 2 günlük konaklamalar olduğunu görebiliyoruz. Bu durum bursa ortalamasını da yükselten bir durum. Kaplıcada yıllık 300.000 misafir ağırlıyoruz, otellerin ortalama doluluk oranları yüzde 70’in üzerinde bazen hiç yer bulamadığımız oluyor. Tarihi ve kültürel anlamda fırsatlarımız var. İnsan kaynağı çok güçlü, mobilya, gastronomi, köfte ve tarım değerini ortaya koyan İnegöl’deki nitelikli insanlar. İnegöl’de 81 ilden insanlar var. Biz bunu zenginlik olarak görüyoruz. Kimi tarım kimi hayvancılık yapıyor” sözlerini kullanarak İnegöl’ün misafir kapasitesinden bahsetti.
“GASTRO İNEGÖL PROJESİNDE BİZE İNEGÖL KÖFTESİ CESARET VERDİ”İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban “Göçlerle oluşan bu şehirde yaşayan herkes örfünü, adetini bu şehre getirmiş. İnegöl Köftesi’nin bunun için iyi bir örnek olduğunu söyleyebiliriz. Bulgaristan’dan gelen göçlerle beraber İnegöl Köftesi satılmaya başlanıyor. Bu faktörün olması bizi harekete geçirdi. İnegöl köftesi bize cesaret verdi. İlk İlçe Kent Müzesi İnegöl’de açıldı. Saha taramaları başlattık, bu taramalar sonucunda inanılmaz verilere ulaştık. Bu alanda araştırma yapmak isteyen insanlar için bunları kayıt altına alıyoruz.Köylerden 50 yılın üzerinde kullanılan mayalar topladı arkadaşlarımız. Bunlarla çok çeşitli ekmekler, reyhan şerbetleri yapılmaya başlandı. Burada bir gelecek gördük. Sizlerin de katıldığı bir lansman gerçekleştirdik, İnegöl’ün lezzetlerini tattırdık. Bu sadece başlangıç, devamı çok önemli.12 ayrı ürünün marka tescil başvurusunu ve 12 ayrı coğrafi tescil başvurusu gerçekleştirdik. Buradaki zenginlikleri tescillemek ve işaretlemek istiyoruz. Gastro İnegöl, 1870 İnegöl Çorbası, İnegöl Çiftetellisi, İnegöl Çileği Lokumu, İnegöl Yaban Mersini Lokumu, İnegöl Kabak Tatlısı, İnegöl Yaban Mersini, İnegöl Çileği, İnegöl Kirazı, İnegöl Mutfağı ve İnegöl Şeftalisi adı altında marka tescilleri başvurusu yaptık. Yine İnegöl Köftesi’nin zaten coğrafi işareti var. Ancak bunun yanı sıra İnegöl Simidi, İnegöl Çubrikası, İnegöl Piyazı, Tosman Helvası gibi coğrafi işaret başvurusu yaptığımız ürünler var “diyerek İnegöl’e özel lezzetlerin altını çizdi.
“GASTRONOMİDE ALGIYI YÖNETMEK BİR NUMARALI İŞ”
Ömer Kartın” Algıyı yönetmek için kentin bütün dinamiklerini bir araya getirmek, çalışmak, inandırmak bunu da sosyal medyayı kullanarak yapabiliriz. Algıyı yönetmek gastronomide bir numaralı iş. İkinci faktör sürdürülebilirlik, kaliteyi bozmamak” ifadelerini kullandı.
“TURİZM ACENTASIZ VE REHBERSİZ OLMAZ”
İnegöl Belediye başkanı Alper Taban, şunları kaydetti:
” Bizler işin hikayesini oluşturuyoruz. Bizler İnegöl’de gastronomi zenginliğinin ve İnegöl’ün yerel mutfağının farkına vardık. Bunların tüm restoranlarda, misafirlerimizin denemesini arzu ediyoruz. Önümüzdeki günlerde İnegöl Belediyesi ile hayata geçireceğimiz restoranda bunu kalıcı bir hale getireceğiz. Daha sonrasında bunun yaygınlaştırılması ile ilgili süreci işletiyor olacağız. Biz şehrin önünü açmak istiyoruz. İnegöl Köftesi’nden daha fazlası diyoruz, bu fazla olan zenginliği marka tescilleri ve coğrafi işaretlerle de güçlendirerek bunları deneyimleyeceğimiz mekanları arttırarak şehrimizde daha fazla insanı sadece bu başlık adı altında toplamak istiyoruz. Biz artık insanları geçerken değil de yolumuzu buraya düşürelim diyecekleri bir noktaya taşımak istiyoruz şehrimizi.Acentalarımızın, turlarımızın da bu konuda cazip bir şekilde bölgemize yönelebilmesi adına bu bakış açısıyla planlamak istiyoruz. Turizm, acentasız ve rehbersiz olmaz.Sektör paydaşları ve bizzat içinde yaşayanlar olarak bütün dengeleri, ahenkleri, beklentileri ve öngörüleri ortaya koyabiliyorlar. Bunu ulusal ve uluslararası düzeyde yapmak istiyorsak bahsetmiş olduğumuz kaynaklardan daha güçlü bir şekilde yararlanmamız gerekiyor.''
“İNEGÖL’ÜN YAZI AYRI KIŞI AYRI GÜZEL”
Alper Taban İnegöl’e ne zaman gelelim sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Şehrin yazı da kışı da ayrı güzellikte. Termal Kaplıca kış için daha cazip gözükse de yazın da çok yoğun bir şekilde istifade edildiğini görüyoruz. Şehir meyveci bir şehir ve özellikle Mart, Nisan ve Ekim aylarındaki ekimler gerçekleştikten sonraki süreçlerde de deneyimleme yapılabiliyor. Özellikle çilek meyvesini Kurşunlu bölgemizde aralık ayının ortasına kadar hasadını toprakta gerçekleştiriyoruz.Geçen yıl, Yaban Mersini bahçelerimizde ABD’den gelen heyetlerimiz vardı. Kendileri bizzat seçerek, dalından toplayarak sepetlerine dolduruyorlar. Doğal ürün yetiştirme çabasını çok önemsiyoruz, bu hep olmalı. Daha sertifikalı, daha markalı ürünler oluşturmamız gerektiğini Üreten Çiftçiler Kooperatifiyle mihmandarlık ettiğimizi ifade ediyoruz. İnegöl Cerrah Bölgesi’nde meyve fidanları yetiştiriyoruz. Festivallerle, gün tayin ediyoruz. Çilek, Şeftali ve Yaban Mersini Festivali yaptık. Festival dönemlerinde gelebilirsiniz. Onun dışında gerek hafta sonu gerekse hafta içi gelebilirsiniz. Biz bunlarla ilgili paketler oluşturup, acentalarımıza sunmak istiyoruz. Ülkemizdeki tüm şehirlerimizin fırsatları var, gelin ülkemizi hep birlikte turizm cennetine çevirelim.''