Geçtiğimiz hafta Edirne Turizm Çalıştayı'nda 16.000 üyeli Profesyonel Turizm Yöneticileri Birliği'nden (PTYB) 'en iyi turizm yazarı' ödülünü aldım.
Ödül sonrası 'sektörden olmayan' gazeteci bir arkadaşımızdan beklenen sorular geldi;
Paylaşmak istiyorum;
- Türsab'a aday mısınız?
- Değilim.
- Ama, tam da 15 senelik başkan bırakacağını söylemişken
- İşte ben de bu nedenle aday değilim.
- Anlamadım
Anlaşılmaması normal. Gazeteci, sektörden arkadaşım olsaydı meramımı daha rahat anlatabilirdim.
Çünkü ;
Önümüzde ki seçimlerde büyük ihtimalle sektörden ve Turizmci bir arkadaşımız başkan seçileceği için, artık devreye girip 'Turizm'de yapılması gerekenlere dikkat çekmeye' ihtiyaç yok
Ona;
Sömestre ve Yaz tatillerini bölgelere göre ayırırsak iç turizmimizin %35 artacağını anlatmama gerek yok...
Ona;
Dünyada sadece Rusya'da var olan, 'beyaz yakalı'ların Tam Pansiyon 10TL'ya kaldığı 'Kamu Kamplarını' satarak, 440 bin yatağın turizme, 300 milyar dolar gelirin devlete kazandırılacağını, 3 milyondan fazla zaten bu kampları kullanamayan 'yeşil yakalı' işçi ve memurun paydan alacağı "Tatil Çekleri" ile Seyahat acentalarının yüzünü güldüreceğini. Seçilecek başkanın bu konuda kamuoyunu ve yetkilileri ikna etmesi gerektiğini
Ona;
3,5 Milyon yazlığın ağır vergilerle 1. konuta ve ekonomide kazanca dönüşeceğini ama en önemlisi gelir seviyesi yüksek 10 milyon yazlıkçının Türk Turizmine kazandırılacağını Bunun da seyahat acentalarına ekstra %150 volüm sağlayacağını...
Ona;
Amerika'nın Orlando şehrinde bulunan, 365 gün açık, günde 200 bin ziyaretçinin gezdiği dünyanın en büyük turizm fuarı 'EPCOT CENTER'da, 101 ülkenin standının yanında Türkiye'nin de (Türsab) yer alması gerektiğini
Ona;
Tur operatörlüğü sisteminde; yüksek teminat veren 3, 5 acentaya değil, sigorta sistemi destekli ciro teminatlı tur operatörlüğü belgesi verilmesi gerektiğini...
Ona;
Turizmin birbirleri ile çakışan, Acentalara ayrı, Rehberlere, Otelcilere ayrı yasalara, kanunlara değil, aynı çatı altında yaşamak zorunda olan biz Turizmcilerin ortak ve tek bir yasaya ihtiyaç duyduğunu
Ona;
Kumarhaneleri yabancılara yasaklamanın 'Turizmden Götürülerini'
Ona;
Özellikle web tabanlı kaçak acentacılığın nasıl önlenmesi gerektiğini, hukuk servisimizin, disiplin kurulumuzun bizleri yok etmek için değil, yok etmek isteyenlere karşı varlığımızı sürdürmemiz içinçalışması gerektiğini
Ona;
Tüm turizm çalışanlarının sertirifikalandırılması, Restoranların, Otobüslerin oteller gibi yıldızlanması, BYK'ların özerkleşmesi, her bölgede Acentacı, Rehber, Otelci, Esnaf, Otobüs, Belediye, Polis işbirliği ileTurizm Meclisleri kurulması gerektiğini, Ülkesel değil, Bölgesel tanıtımın önemini
Ve sektörümüzde; halkı ve acentaları dolandıranlar, sahte fatura kullanmaktan, kurumların paralarını iç etmekten mahkum olanlar, seçim zamanı İngiltere'de olmasına rağmen adına oy kullanılıp hatta yönetim kuruluna seçilenler, haksız ihale alanlar, çakma danışmanlar halen işlerini yürütürken, Muhalif şirketlerin; bir yazı yazdı, adresinde bulunamadı, faks almadı, çıplaklar kampı işletmek istedi, tabelası yok, kapı numarası yanlış gibi bahanelerle sorgusuz, sualsiz bir bir kapatılmaması gerektiğini anlatmama gerek yok
Yine, muhalif de olsa basın emekçilerine hakaret davaları açarak ekmeğinden etmeye çalışmaması, tuzak kurmaması, başında olduğu kurumdan ticari faaliyet değil mesleki faaliyet beklentimiz olduğunu, siyasi partilerin kuruluş günlerinde 'partiyle aynı sloganı kullanarak' ve kurumun parası ile gazetelere yarım sayfa 'destek ilanı' verilmemesi gerektiğini anlatmama gerek yok
Ve elbette birliğimize yakışır, ne dediği anlaşılan, kültürlü, eğitimli, turizmi ve turisti tanıyan, kendini değil kurumu ön planda tutan, dünya turizminde ilk 5'e oynayan ülkemizi yurtdışında "aracısız" temsil yeteneğine sahip, yabancı dillerle donanımlı, vizyon sahibi aday olacak tüm meslektaşlarıma bu demokratik yarışta başarılar diliyorum.