Talismanlar takıldı, sarı-lacivert çoraplar, formalar giyildi, helallikler alındı, havaalanına yola çıkıldı. Alanda her formalıyla selamlaşıldı, biniş kartları alındı, ateş yükseldi, hareket başladı. Ses yankı yapınca alan marşlarla çınladı. Rakı, viski çikolatalar stoklandı. Uçakla beraber heyecan ve tezahürat iyice yükseldi. 4 saatin sonunda şişelerin dibi göründü.
Herkes, önce birbiriyle takımdaş, sonra arkadaş ve nihayet kanka oldular. Yolboyu yerinde duramayan taraftarlar muhabbetli ve sempatik Azeri kaptanımızın "kuşşahlarınızı möhkem bağlayasınız" anonsu ile koltuklarına oturdular. Lizbon'da ise bizleri gümrük memurlarından önce "spor polisi" ve köpekleri karşıladılar. Otelimize kadar da eşlik ettiler.
MEYDAN ŞOVU
Tur programında; kısa bir şehir turundan sonra "serbest zaman" yazıyor. Maç turlarında bu serbest zaman; maça ve ortama ısınmak için harcanması gereken zaman anlamına gelir ki, ritülde şehrin ana meydanında toplanma, biralanma, Fenerbahçeli taraftar gruplarının birbirlerine boy göstermesi ve ortak tezahüratların belirlenmesi anlamına gelir. Bu konuda milli amigomuz Birol ve Fenerbahçe amigolarından Sefa'nın bizlere eşlik etmesi şansımız. Ancak Sefa'nın grubundan maça birkaç saat kala "Yıkılmadık ayaktayız" ve "Aziz Yıldırım istifa" sloganlarına kimse anlam veremedi. Nejat İşler, Bedri Baykam, Ozan Orhon, Tolgahan Sayışman, Burak Kut gibi ünlüler de kasmadan kasılmadan komplekssizce taraftara eşlik ettiler.
Ritüellerimize devam edelim; Meydanda tespit edilen bir veya yan yana birkaç kafe ve restoran ihya edilmek üzere seçilir. Tezahüratlar önce garsonlara sonra meydan çalgıcılarına hatta hediyelik eşya, gözlük vs satan Senegalli sokak satıcılara öğretilir. Bu arada yaptıkları tezahüratların anlamını bilmeden Türkiye'de ki kardeş takımlara gönderme! yapan esnaf ve müzisyenler satışları arttıkçatezahüratın dozunu da arttırdılar. Bu restoranlarda ki bereketi gören şehrin diğer esnafları ise buldukları Fenerbahçe bayrak ve flamalarını dükkanlarına astılar. Elbet karşılığını da gördüler.
2 gece 3 gün süren turumuzun son gününde Praça do Comércio yani Ticaret Meydanı'nda yer sarı gök lacivert oldu. Esnaf mutlu, kasalar parayla doldu. Müzisyenler repertuarlarına Fenerbahçe marşlarını, restoranlar menülerine sossuz balık, domuzsuz pizza eklediler. Bu arada Portekiz televizyonları oldukça renkli sahneler, şovlar, röportajlar çektiler. Umarız tezahüratların anlamını bilmeyen Portekizli TV seyircisi anlamadıkları ama içinden Galatasaray ve Beşiktaş geçen tezahüratları iyiye! yorumladılar.
Korna sesi dahi bilmeyen sakin, sessiz Lizbonlular bazı ilkleri de yaşadılar. Çünkü meydanda ki çılgın gösteri ve tezahüratlara ve şovlara restoranlar dışında üstü açık şehir tur otobüslerinde, seyir terasında, metro ve otobüslerde de devam edildi. Gündüz restoranlarda ki bereketi gören gece kulüpleri ve barlar çalışan garson kızlarına, konsomatris ve hatta striptizcilerine bile Fenerbahçe forması giydirdi. Bazı çapkın Türk gençleri de kendilerince maç öncesi skoru garantiye aldı!.