Sanki herkes el ele vermiş, “Türk turizmini nasıl berbat ederiz, zaten kısıtlı olan kaynaklarımıza nasıl daha fazla zarar verebiliriz” diye elinden geleni ardına koymamakta.. Son yıllarda paha biçilmez önemdeki tarihi eserlere, doğaya, yerel kültüre, dolayısıyla turizme verilen zararlar saymakla bitmez. Buna engel olması gereken Bakanlıkların icraatları ise ortada.. Adeta “Bu işler tek başına batırılmaz, birlik olalım, daha hızlı bitirelim” demekteler..
Bunlar kimler mi? Ne yazık ki turizm sektörünün en önemli paydaşları; Turizm ve Kültür Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Siyasetçiler, Bürokratlar, Melek kuruluşları ve STK liderleri, hatta kanaat önderleri.. Buradan hepsine sesleniyorum; INSAF, IMDAT, IZAN YA HU!.. Neyin peşindesiniz? Bu kadar mı gözleriniz kör, kalpleriniz mühürlü? Sadece tarihi eserler, doğal güzellikler, ya da biz turistik değerlerimizi yitirmiyoruz; Geleceğimiz ölüyor, ocaklar sönüyor, insanlar işsiz, aç ve mağdur oluyor. Bunun vebalini hiç mi hissetmez, birazcık olsun üstünüze alınmazsınız?
Yapılan hatalar karşısında esas konuşması gerekenler sessiz kalınca doğayı ve turizmi savunmak, tepki vermek, hatta eylem koymak sektör mensupları ile vatandaşa kalıyor. Bizler de gücümüz yettiği, kalemimiz elverdiğince sosyal medya üzerinden derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. “Bu kişisel tepkiler, eylemler, isyanlar ne fayda sağlar?” diyenlere basit bir yanıtım var, Kelebek etkisi yapar!
Kelebek etkisi denince de herkesin aklına matematikçi, meteorolog ve aynı zamanda kaos teorisine çok büyük katkıları olan Amerikalı Edward Norton Lorenz’in verdiği analoji örneği gelir; Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de bir fırtınanın kopmasına neden olabilir!. Kelebek etkisi, en basit tanımla, bir sistemin başlangıç verilerinde küçük değişiklikler yapıldığında öngörülemez ve büyük sonuçların doğabilmesidir. İşte tam da bu nedenle susmayıp, doğru bildiklerini ifade etmenin, bunları paylaşmanın, hatta tartışmak çok önemli ve değerlidir.
Lütfen susmayalım, konuşalım, yazalım, eleştirelim, birileri görmek istemese de ısrarla, inatla, kararlılıkla doğruyu gösterelim. Eninde sonunda görmeyenler gözler ve mühürlü kalpler açılacak, her eleştirinin aslında bir ödül olduğunu onlar da anlayacaklar.
Cemal Kızıltan
Kurucu Moderatör
TURSAPNET
Yahoogroups/Facebook