Fiyat algımız koptu gitti…
Enflasyonla mücadele etmek istediğini iddia eden ekonomi yönetimi tüketimi kısmak için elinden geleni yapıyor. Taksitli alışverişi bitirdiler, ek vergiler, harçlar derken fiyatları yükselttiler… Piyasadaki fiyatların yüksek olması tüketimi de azaltıyor doğal olarak.
Az önce yeni açılan bir English Home mağazasına girdim. Vitrinlerde dev Yüzde 80 indirim yazıları vardı… İçeri girdiğimde gördüğüm manzara şu:
Selanik’ten daha yeni 5 EUR’ya aldığım ışıklı müzikli kar küresinin ışıksız ve müziksiz olanına 100 EUR mukabil 3 bin 700 TL etiket yapıştırılmış, sonra da indirimle bin yüz bilmem kaç liraya düşürülmüş… 40 EUR civarı ediyor sanırım. Yani Yunanistan’da elin gavurunun bana İNDİRİMSİZ 5 EUR’ya sattığı şeyin daha kötüsünü Türkiye’deki firma İNDİRİMLİ olarak onun 6-7 misli fiyata satacak…
Tshirt… Türkiye’de üretilen tshirtü, Türkiye’de İNDİRİMLİ 100 EUR’ya satarlarken, Avrupa’da marka t-shirtler İNDİRİMSİZ 40-50 EUR bandında. Oğluma spor ayakkabı bakıyorum, fiyatlar 5-6 bin seviyelerinde, aynı ayakkabıyı Selanik’teki outletten 1500-2 bin lirasına almak mümkün…
4 kişi oturup yemek yiyor içkinizi içiyorsunuz, sıradan bir mekânda, 40-50 bilemedin 60 EUR ödüyorsun. Türkiye’de bu paraya 4 kişi ancak burger menü yiyebiliyor.
Otel derseniz bugün Türkiye’de tatil yapmak Yunanistan’dan pahalıysa Rus’u Alman’ı fark etmez başka yerlere giderler, dakika tereddüt etmeden. Turizmci enayi mi yüksek fiyat veriyor? Hayır… Maliyetler, kuru tutma oyunları onları buraya getirdi.
Bu tablodan hükümet esnafı sorumlu tutuyor. Esnafa sorarsanız onların da gerekçeleri vardır eminim. Öncelikle bir ürün yüzde 80 indirimle satılırken bile kar edilebiliyorsa fiyatlamada ayarsızlık had safhada demektir.
Kara Cuma filan palavra…
Gerçek fiyatlama için enflasyon beklentisinin ortadan kalkması lazım.
Enflasyon beklentisinin ortadan kalkması için halkın hükümete ve ekonomi yönetimine güveninin TAM olması lazım. Kemal Derviş bunu başarmıştı. IMF ile anlaşma yapılmış, kamu maliyesi disipline edilmiştir. Erdoğan seçim, EYT, Nas ekonomisi, göçmenler, saraylar, uçak filoları, garantili projeler, damatlar evlatlar derken bu disiplini çöpe attı.
Bugün temizlemeye çalıştıklarını iddia ettikleri rezilliğin mimarı bellidir.
Çözüm ise bugüne kadar her ne yapıldıysa tam tersidir. Sadece zam yapmak ve TCMB faiz oranlarını açıklamaktan ibaret bir ekonomi yönetimi kabul edilemez.
Gerçekçi olmayan fiyatlar üzerinden yapılan indirim aldatmacaları sadece ticari faaliyette bulunan firmaların değil, onlara sattıklarını sattıkları fiyata geri koyamayacaklar endişesini yaratan ekonomi yönetimidir.
Ekonomi yönetimi öncelikle Türkiye’nin üretmesini sağlamak zorundadır.
Türkiye üretmezse üretenlerin kölesi olmaktan başka seçeneği kalmaz.
Türkiye YAPISAL REFORMLARI yapmak zorundadır. Küresel istikrarsızlığın geldiği noktada Türkiye bulunduğu bölgede umut olmak zorundadır. Türkiye’ye gelen göçmenler üretimin bittiği bir ülkede ayakta kalabilmek için hangi yollara başvurabilirler dersiniz.
Üreten ülke fiyatı belirler, üretemeyen ülke fiyatı kabul eder.